Sudan-Türkiye ilişkileri
Sudan-Türkiye ilişkilerinin tarihi, bölgenin Osmanlı egemenliğine girdiği 1555m yılına kadar uzanıyor.
Habeşistan valiliği doğu Sudan’ın bir bölümünü ve mevcut Eritre eyaletinin bir kısmını kapsıyor ve bu valiliğin başkenti Sevakin şehriydi.
Orta ve güney Sudan’a gelince, Türklerle ilişkileri 1821m yılında Muhammed Ali Paşa’nın Sudan’ı işgal etmesiyle başlamış ve 1885’te Mehdiye devrimcilerinin eline geçene kadar ülkeyi yönetti. Türklerin hayatın birçok alanında açık bir etkisi olm Corona salgınının patlak vermesi nedeniyle sağlık protokolü uştur.
Sudan’da tarım, zanaat, sanayi meslekleri, sağlık ve tıbbi hizmetler, ulaşım, düzenli kuvvetler ve hatta yemek kültürü gibi etkileri günümüzde de devam etmektedir. Nitekim Sudan halkının dili üzerinde Türklerin etkisi hala devam etmektedir.
İki ülke, stratejik ve jeopolitik konumları ve her ülkenin kendi bölgesel çevresinde oynadığı rol açısından birbirlerinin önemini paylaşıyor. Son dönemde Türkiye’nin bu rolü, özellikle Ortadoğu meselelerinde ve İslami meselelerde, özellikle de Filistin meselesinde artışa tanık oldu. Türkiye, medeniyetler diyaloğunda ve Batı ile yakınlaşmada da önemli bir rol oynuyor. Sudan ile Türkiye arasındaki diplomatik temsil, Sudan’ın 1957’deki bağımsızlığından hemen sonra, Türkiye’nin Hartum’da büyükelçiliğini açmasıyla ve Sudan’ın Ankara’da ilk yerleşik diplomatik misyonunu kurmasıyla başladı.
1981 yılındada ankaraya daimi temsilci göndermiş Aynı yıl Sudanlı bir cumhurbaşkanının Türkiye’ye ilk ziyareti gerçekleşti.
İki ülkeyi birbirine bağlayan, yemek kültürü ve diğer bazı sosyal konularda da açıkça ortaya çıkan ortak kültürel faktörler bulunmaktadır.
İki ülke arasında dilsel örtüşmeler var. Türkiye’nin Sudan’daki önemli etkisi aynı zamanda tarım, zanaat, endüstriyel meslekler, sağlık ve tıbbi hizmetler ile ulaştırma sektöründe de en belirgindir. İki kardeş ülke aynı zamanda çok büyük doğal ve insan kaynaklarına da sahip
Bu, ülkenin bölgesel bir ekonomik ve siyasi güç olarak yapısının güçlendirilmesine yardımcı olacaktır.
Türkiye, Sudan’ı Afrika’ya açılan bir kapı olarak görüyor ve bu açıdan bakıldığında her iki ülke de iki kardeş halkın çıkarlarına hizmet eden yapıcı bir ilişki kurmaya kararlı. Bu doğrultuda Sudan ve Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) üyeleri olarak, ortak mekanizmalar ve her iki tarafın da üyesi olduğu diğer uluslararası ve bölgesel kuruluşlar aracılığıyla güçlü ikili iş birliğinin yaratılması için çalışıyor.
İki ülke arasındaki bu üniversite ve enstitülerinde çeşitli bilim dallarında eğitim gören öğrencilerden oluşmaktadır. Sudan’da mükemmel ilişkileri güçlendiren şey, iki halk arasındaki mevcut etkileşimdir. Türkiye’de ikamet eden 10.000’den fazla Sudan vatandaşı bulunmaktadır ve bunların yarısı öğrenci, sudan da da çok sayıda türk yatırımcı, Sudanlı ve Türk şirketlerinde çalışan yüzlerce Türk vatandaşı da yaşıyor ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin güçlendirilmesinde büyük katma değer taşıyor. Ayrıca her iki tarafta da çok sayıda evlilik var Bu da Sosyal iletişim bağlarını güçlendirir. Öte yandan, her iki ülke de lisansüstü çalışmalar başta olmak üzere çeşitli alanlarda bilimsel burs alışverişinde bulunuyor.
Bu, Sudan ile Türkiye arasında yükseköğretim alanında imzalanan anlaşmaların olumlu yönlerinden birini temsil ediyor.Sağlık sektörü, ikili ilişkilerin güçlenmesinde büyük rol oynuyor: İki ülke arasında imzalanan ve çok sayıda Sudanlının Türkiye’de ücretsiz tedavi imkanından yararlanmasını sağlayan sağlık protokolü sayesinde, her iki taraftaki doktorlar da karşılıklı eğitim fırsatlarından yararlanıyor. Türkiye, iki ülke arasındaki yapıcı iş birliği kapsamında Darfur bölgesinde Neyala Hastanesi’ni ve Hartum’da Al-Kalakla Hastanesi’ni kurdu
Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’nın (TİKA) hayata geçirdiği kalkınma projeleri, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirerek olumlu bir boyut kazandı.
İki ülke arasındaki ikili ilişkilerde turizm alanı da iyi bir yer tutuyor ve TİKA’nın Doğu Sudan’daki Sevakin Adası’nın rehabilitasyonunun yanı sıra Kuzey Darfur Eyaleti El Fasher’deki Sultan Ali Dinar Sarayı’nın rehabilitasyonu konusunda uyguladığı projeler, Özellikle Sudan ekonomisinin güçlenmesine yardımcı olduğu için bu alanın ikili ilişkilerdeki önemini teyit ediyoruz.
Ticaret sektöründe, iki ülke arasındaki ticaretin hızının artması açısından Sudan ve Türkiye’de her iki taraftan da faaliyet gösteren çok sayıda şirket bulunuyor. Bu şirketler, her iki ülkeye Tarım ürünlerini ve diğer gıda ürünlerinin yanı sıra giyim ve çeşitli endüstriyel üretim girdilerinin ihracatı başta olmak üzere birçok sektörde faaliyet göstermektedir. Ziraat Bankası şubesinin açılması bankacılık ilişkilerinin güçlendirilmesinde önemli bir adımdır.
İki ülke arasındaki bu mükemmel ilişkiler, başta iki ülke cumhurbaşkanlarının başkanlığını yaptığı Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi ve iki ülke dışişleri bakanlarının başkanlığını yaptığı Stratejik Planlama Konseyi olmak üzere çeşitli ortak işbirliği mekanizmaları tarafından yönetilmektedir.ve her iki tarafın bakanlıkları arasında kurulan ortak teknik komisyonlar.